Dünyada hızla artan nüfus yoğun şehir yaşamlarını beraberinde getirmiştir. Şehir yaşam alanları sınırlı olmakla birlikte şehirlerimiz dikey yapılaşmanın esiri olmuştur. Dikey yapılaşma ile birlikte artan kat yüksekliklerinin artması ile birlikte asansörler yaşamımızda vazgeçilmez bir yer almıştır. Konutlar dışına iş merkezleri, otel, alışveriş merkezleri gibi yerler yoğun olarak kullanılan bu sistmeler aynı zamanda hayatımıza büyük kolaylıklar sağlamaktadır.
Dünyada her geçen gün yeni salgın hastalıklar meydana gelmektedir. Şehir hayatlarında yaşan nüfusun artması ve ulaşım imkanların çok çeştilenmesi ile birlikte salgın hastalıklar daha hızlı yayılmakta ve büyük tehditler oluşturmaktadır.
Korona virüs nedeniyle dünyamız zor zamanlar geçirirken temizlik hijyen ve dezenfeksiyon hayatımızda daha önemli bir konuma gelmiş durumdadır. Yapılan araştırmalar sonucunda virüsün havada 2-3 saat civarında asılı kaldığı tespit edilmiştir. Yüzeylerde yapılan sterilizasyon işlemleri kullanılan ürünün tipine göre değişiklik göstermekle beraber 2 haftadan 8 haftaya kadar koruma sağlayabilmektedir. Fakat insan hareketliliğinin çok olduğu yerlerde herhangi bir etkinliği bulunmamaktadır.
İnsan hareketliliğinin çok olduğu yerlerin başında gelen binalarımızda, otellerde, alışveriş merkezlerinde bulunan hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan asansörlerden kaynaklı olarak bulaş riski çok yüksektir. Bu anlamda ne kadar yüzey dezenfeksiyonu yapılmış olsa da havadan bulaş riski çok fazla olmaktadır. Sosyal mesafeye ne kadar dikkat etsek de fazladan koruyucu önlemleri almak ve olası hastalık risklerini en aza indirmek gerektiğini daha iyi görmekteyiz.
Yeşil Grup Enerji olarak hayatımızın vazgeçilmez ekipmanları olan asansörler için UV ışın ile dezenfeksiyonu yaparak riski en aza indirmekteyiz. Asansör kabin dezenfeksiyonu için yapılan kimyasal uygulamalara ek olarak hem yüzey hem de hava sterilizasyonu yapan AEREM 19 PRO cihazı ile asansör kabinleri artık daha güvenilir.
Ultraviyole ışınların asıl kaynağı güneş olup gama, mikrodalga ışınlar gibi elektromanyetik radyasyon türlerinden birisidir. İnsan gözü 400 nm ile 700 nm arasındaki ışınları algılayabilir iken; UV ışınlar ise 100 nm ile 400 nm arasında dalga boylarında olan ışınlardır. UV ışınları kendi aralarında dalga boylarına göre 3 sınıfta incelemek mümkündür.
Dezenfeksiyon amacıyla kısa dalga boyuna sahip ultraviyole UV lambaları kullanılmaktadır. Kısa dalga boyuna sahip UV ışınlar 200 nm ile 280 nm aralığındaki UV ışınlardır. Mikroorganizmalar üzerindeki en etkili olan ışıma 254 nm dalga boylu UV ışınlardır.
Ultraviyole ışınlar mikroorganizmalar üzerinde gen diziliminde yapmış olduğu etkilerle çoğalma yetisinin kaybolmasına engel olarak zarar vermesinin ve çoğalmasını engeller.
UV ışınlar hücre tarafından absorbe edilir absorbe edilen bu ışınlar hücre içindeki Timin bazları (nükleik asit) ile kovalent bağ oluşturması sonucu Timin dimerleri oluşur ve ışınların temel hasar verme şeklini oluşturur. Ultraviyole ışınlar ile hasar almış bu dimerler DNA iplikçiklerinde katlanamaya neden olur ve DNA’nın helezonik yapısı bozulur.
Meydana gelen bu hasar hücre bölünmesi sırasında yeni oluşturulacak gen dizilimin oluşmasını güçleştirirerek işlenmesini ve aktif hale gelmesini engeller. Gen dizilimi bitmiş olsa bile çoğalma yeteneği olmayan mutant hücreler meydana gelir.
UV ışın ile dezenfeksiyon yapmak için kullanılan germicidal olarak bilinen UV C ışınlarının en etkili dalga boyu 253.7 nm’dir. Dalga boyu yükseldikçe ışının etki kuvveti düşmektedir.
Ultraviyole ışının ışıma süresi ve şiddeti arttıkça ( gerilim artması veya kaynağın yaklaştırılması ile) ölen mikroorganizma sayısı artar. UV kaynağın belirli bir alana vermiş olduğu enerji mikrowatt olarak ölçülür.
UV sistemin etkinliği hesaplanırken gerekli olan UV ışınının şiddeti ve süresi ile orantılıdır. Kısacası belli bir alan üzerine düşen UV ışının etki süresi ile orantılıdır (μW. saniye/cm2). Mikroorganizmaların etkisizleştirilmesi için gerekli olan etkinlik ve süre mikroorganizmanın yapısına ve türüne göre de değişiklik göstermektedir.
Ultraviyole sistemlerin kimyasal dezenfeksiyon sistemlerine göre avantajları ;
Dünyada artan salgın hastalıklarla beraber hijyen ve temizliğin önemini bir kez daha anladık. Bu kapsamda sosyal hayatta gerekli önlem ve tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu kapsamda sosyal hayatımızda yeni kavramlar oluşmuştur. Ülkemizde başarı ile uygulanan önlemlere ek olarak işletmeler de gerekli önlemleri almaktadır.
Hayatımızı kolaylaştıran ve vazgeçilmez bir yer tutan asansörler salgında en çok dikkat edilmesi gereken yerlerden biri olduğu uzmanlar tarafından belirtilmektedir. Asansörlerin kabinlerinin kimyasal dezenfeksiyon yöntemleri ile dezenfekte edilmesine rağmen hareketliliğin çok olması nedeni ile bulaş riski çok yüksektir.
Yeşil Grup Enerji olarak asansörlerdeki olası bulaş riskin önüne geçmek için tasarladığımız AEREM19 PRO ürünü takdim etmekten mutluluk duyarız. Tasarım ve çalışma şekli ile dünyada tek olan AEREM 19 PRO , hibrit çalışma şekli ile hem yüzey hem de hava sterilizasyon imkanı sunmaktadır.
Asansörlerde yapılan kimyasal dezenfeksiyon işlemleri sadece yüzeylerde koruma sağlarken;AEREM19 PRO hem yüzey hem de temasın çok olduğu butonlarda dezenfeksiyon işlemi yapmaktadır. İki kademeli olarak çalışan AEREM19 PRO hem hava hem de yüzey sterilizasyonu yapar. Çalışma şekli bakımından dünyada tek olan AEREM 19 PRO ile asansörleriniz artık daha güvenli. Siz de asansörlerinizde AEREM19 PRO kullanarak ziyaretçileriniz için en steril ortamı sunabilirsiniz.