Çevreye zarar veren atıkları önleme adına pek çok çalışma yapılıyor ve yepyeni yöntemler de geliştiriliyor. Bunlardan biri de yağ yiyen bakteri ya da bir başka deyişle yağ tutucu bakterilerdir. Atık giderlerinde bakteri kullanımının sağladığı pek çok avantaj bulunuyor. Bu avantajlardan biri de atık yağların bakteriler tarafından çözülerek formunun değiştirilmesi değil aynı zamanda kötü koku probleminin de ortadan kalkmasıdır.
Yağ yiyen bakteri kullanımında pek çok farklı yöntemde olduğu gibi kötü koku bastırılmış olmuyor, tamamen yok ediliyor. Dolayısıyla atık yağlardan ve kötü kokudan kurtulmak için farklı yöntemlerin bir arada kullanılmasına gerek kalmıyor. Vidanjör kullanımı gibi pek çok farklı yöntem ile kıyaslandığında çok daha ekonomik bir tercih olması ile ön plana çıkan yağ yiyen bakteriler, doğaya ve canlılara herhangi bir zarar vermiyor.
Aynı zamanda kullanıldığı sistemler üzerinde de olumsuz bir etkiye neden olmaması ile dikkat çeken bu biyolojik yöntemin kullanım sıklığının da gün geçtikçe artığını söyleyebiliriz. Bünyesinde herhangi bir kimyasal bulunmadığı için uzun vadede de zararlı bir yönteme dönüşmeyen yağ yiyen bakteri yöntemi özellikle fabrikalar ya da oteller gibi alanlarda atık yağ problemi için en ideal çözümlerden biri haline geldi.
Yağ yiyen bakterilerin en temel fonksiyonu yağlı su çıkış değerlerini iyileştiriyor olmasıdır. Çünkü atık yağları parçalayarak yapısını değiştiriyor ve böylelikle daimi olarak yağ birikmesinden kaynaklı olan tıkanmaların da önüne geçebiliyor. Sadece bazı dönemlerde yağ tutucu bakterilere takviye yapılmasına ihtiyaç doğabilir.
Özellikle yağı kapanlarında bakteri kullanılmaya başlanmasından kısa süre sonrasında yüz güldüren sonuçlar elde edilmeye başlanıyor. Katmanlara dönüşmüş olan atık yağ görünümü, yağ tutucu bakteri kullanımının ardından bir süre sonrasında sadece günlük yağ görünümü sergilemeye başlıyor. Peki, bu yağ katmanlarına ne oluyor? En çok merak edilen sorulardan biri de bu!
Yağ bakterileri olarak da adlandırılan yağ yiyen bakteriler yağın karbondioksit ve suya dönüşmesine sebep oluyor. Çünkü bu bakterilerin içerdiği mikroorganizmalar yağı parçalayarak formunun değişmesini sağlıyor. Bakterilerin 7/24 çalışıyor olması da bu biyolojik yöntemin önemli avantajlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Ancak tüm bu faydalardan istifade edebilmek için mevcut sistem üzerinde bakterilerin yeterli oranda bulunuyor olması gerekiyor. Özellikle kötü koku ile mücadele söz konusu olduğunda bakteri oranının çok iyi ayarlanması önemini daha net bir şekilde ortaya koyuyor.
İşte bu noktada devreye çevre sistemleri alanında uzmanlaşmış olan ekiplerimiz geliyor. Yağ tutucu bakteriler ya da çevre sistemleri hakkında daha detaylı bilgi almak için bizimle irtibata geçmeniz yeterli olacaktır. Yeni nesil sistemleri uzmanından öğrenin ve tüm problemler profesyonel yeni nesil yöntemlerle ortadan kalksın. Ekonomik çözümler istiyorsanız en doğru adrestesiniz!